15 Nisan 2012 Pazar

Sol, solet*


Parc Güell
Barselona, ne Avrupa ne Akdeniz’dir; Barselona, Gaudi’dir.

Antoni Gaudi, ancak çocukların masal dinlerken hayal edebilecekleri türden evlerin yaratıcısıdır. Arkadaşı Picasso’nun dediği üzere, çocuk ruhu taşıyanların sanatçı olabileceğinin ve kalabileceğinin ispatıdır. Üstelik, masal yazmaktan ve masal resmetmekten daha zordur masal inşa etmek.
Casa Mila
Böylesine gerçeküstü olabilmek için önce gerçeği iyi bilmek gerekir. Gaudi, çocuk yaşlarda sık sık doğa gezileri yaparmış. Gerçeküstü akımın başlangıcı olarak nitelenen eserlerinde ise her zaman gerçeği, yani doğadaki formları kullanmış. Casa Mila’da, aralarında midye, sünger, istiridye, deniz salyangozu gibi deniz canlılarının, keçi, şempanze, piton, kaplumbağa gibi hayvanların iskeletlerinin, balkabağı, mısır, kozalak gibi canlı türlerinin bulunduğu bu formlar sergileniyor.
Casa Mila
Casa Mila, diğer adıyla La Pedrera, dışarıdan yuvarlak kıvrımlı büyük bir dağı, terasından ise Peri Bacalarını andırır.

Casa Battlo
Casa Battlo








Casa Battlo’nun çatısı ejderha şeklindedir. Sütunlarının üzerinde çiçek ve bitki motifleri vardır, balkonları ise sanki ejderhanın kurbanları olan insanların kemikleri gibidir.




Parc Güell
Park Güell, zamanın nasıl geçtiği anlaşılmayan bir peri masalı mekanıdır; şeker ve pasta görünümlü evleriyle insanın iştahını kabartır. Midesi boş ama ruhu tok bir Hansel veya Gretel oluverirsiniz. Bu masallar aleminin yaratıcısının, eserlerine nazaran sade evi de bu parktadır.
Sagrada Familia
Sagrada Familia’nın dışına da içine de doğa hakim, ancak bu bütünleyici yanına rağmen sanki bir zıtlık var. Balçık görünümlü dışı, toprağı yani yeryüzünü; krem karamel içiyse, ışığı (Tanrı’yı bulma) yani cenneti temsil ediyor gibi. Tapınağın üzerindeki “büyülü kare”de sayıları ne şekilde toplarsanız toplayın 33 çıkıyor, çünkü çilesi başladığında İsa 33 yaşındaymış.  
Sagrada Familia
Mimari okurken geleneksel kalıplardan haz etmeyen ve mimari kitaplar okumak yerine çalışarak öğrenmeyi tercih eden bu dehanın ölümü de yine gelenekselin dışında ve sanatın içinde vuku bulmuş. Sagrada Familia eserine bakarken kendisine tramvay çarpmış. Ölümüne sebep bu eserinin hala tamamlanmamış olması, Gaudi’nin anısını yaşatmıyor mu bu bağlamda?
Sagrada Familia - 33
Gaudi'ye tramvay çarptıktan sonra, devlet hastanesine kaldırılmış. Eski püskü kıyafetlerinden kim olduğunu anlaşılmamış ve kendisine yeterince ilgi gösterilmemiş. Nihayet kim olduğu anlaşıldığında yakın arkadaşları hemen gelmiş ve kendisini özel bir kliniğe yatırmak istemişler. Yoksul bir aileden gelen ve mütevazı bir insan olan Gaudi, benim yerim yoksulların yanı diyerek bu teklifi reddetmiş.


*Günışığım, benim küçük günışığım: Gaudi'nin ilk büyük eseri olan ve yine Barselona'da bulunan Casa Vicens'in duvarlarından birinde yazar.

**
Fotoğraflar tarafımca çekilmiştir. Fotoğrafların üzerine tıklayarak daha büyük görüntüleyebilirsiniz.


14 Nisan 2012 Cumartesi

Barselona'nın Kaçak Renkleri


Barselona, sanat açısından, geçmişe sırtını dayamış ve artık özgün eserler çıkaramıyor izlenimi bırakan bir kent. Ünlü resim pazarı ise tam bir hayal kırıklığı. Ancak, bu açığını, en azından resim konusunda grafitiyle kapatıyor gibi. Önceden gezdiğim hiçbir şehirde bu kadar sık, renkli ve yaratıcı grafitiye rastlamamıştım.


Çoğu ülkede, sanat artık kaymak tabakanın elindeyken, Barselona’da ise sanat sokakta hayat buluyor. Resim sergilerine gitmek yerine ara sokaklara girmeniz yeterli. Sadece duvarlarındaki grafitilere bakmak için bile bir gezi düzenlenebilir Barselona’ya. Bu grafitiler, ülkemizdeki gibi bir iki renk ve birkaç ilginç karakterle ad, vb. yazmaktan ibaret de değil. En köhne duvarın bile üstünü capcanlı renkleriyle bir grafiti “eseri” süslüyor. Ayrıca, o kadar çok dükkan kepenkinde de grafiti gördüm ki grafiti eyleminin esnaf tarafından desteklendiğini, hatta teşvik edildiğini düşünmeye başladım.

 
Grafiti, dünya genelinde ve tarih boyunca yasadışı gerçekleştirilmiş ve “vandalizm” olarak nitelenmiş bir etkinlik; ancak, modernizm adı altında tek tipleşen, ayrıntısızlaşan ve sıkıcılaşan mimariyi hem renklendirip hem de buna başkaldırarak, sorunu, çözümle birlikte ortaya koyması açısından takdir edilesi.

Grafiti lafı açılmışken Banksy’e de selamlar…



*
Fotoğraflar tarafımca çekilmiştir. Fotoğrafların üzerine tıklayarak daha büyük görüntüleyebilirsiniz.